Antakya mutfağında Ramazan

Yazı: Süheyl Budak

 

Hep televizyon ve gazetelerde şu soru sorulur; “Eski Ramazanlar nasıldı?” Cevaplar genelde şöyle başlar: “Neredeee o eski Ramazanlar?” Bana göre, değişen Ramazan değil, yaşadığımız dönem ve dönemin getirmiş olduğu farklı yaşam koşulları ile beraber değişen insanımız...

 

Çocukluğumuzun Ramazanları ile günümüz Ramazanları aynı olsa da yaşadığımız heyecan, aldığımız tat giderek azalıyor. Rahmetli anacığım ve babamla, ablalarım, ağabeyim hatta halalarımla beraber orucumu tuttuğum bu bereketli ayda, nazlandırıldığım çocukluğumla, şimdiki çocukların küçücük aileler içinde sıkışmış nazlanmaları hiç bir olur mu?

 

Ben çocukken sahurluk, çoğu evde yeni pişirilerek sıcak sıcak hazırlanır, çocuklar ve ev halkı mis gibi kokan yemeklerin büyüsü ile uyandırılırdı. Bizim evimizde sahurda en çok şehriyeli bulgur pilavı hazırlanırdı. Daha çok kışın annemin elinin değdiği mis gibi kemmünlü biberli aşı da unutmadım.

 

Günümüz Ramazanlarında sahur keyfi yerini, hafif ve aperitif yiyeceklerle, meyve ve su ile geçirilen, bir an önce tekrar uykuya dönmenin özlemiyle acele acele geçiştirilen anlara bıraktı.

 

Antakya'da Ramazan ayına mahsus ve bu ayla beraber anılan ve yapılan yemekler veya içecekler var mı diye bir araştırma yaparsak, bu aya mahsus ve sadece bu bereketli ayda yapılan bir çeşit ekmek ve bir çeşit helvayı görmek kabil. Bu iki üründen ekmek artık yapılmıyor ama, helvayı yapan iki kişi kaldı. Bu helvanın yapılışını anlatacağım ama, daha önce ekmekleri anlatalım.

 

  

 

Sevgili Erol İğde yıllardır fotoğraflamak istediğim ancak gerçekleştiremediğim, bir hazine değerinde olan Ramazan ekmeğini yaptırıp fotoğraflamış. Şimdi unutulmaya yüz tutmuş bu ekmek; sadece Ramazan ayında ve ilk orucunu tutmaya başlayan çocuklar için yapılan bir ekmektir. Bu ekmekler genelde çocuklar için çanta, tabanca, hançer gibi şekiller verilerek mayalı ve kabaran hamurdan yapılırdı. Ekmekler genelde babaların işten çıkış saatlerinde tepsiye dizilip Uzun Çarşı’nın Kurtuluş Caddesi'ne bakan kısmında fırıncı çırakları tarafından satılırdı. Fırıncı çırakları bu ekmeği satarken bir tekerleme söylerlerdi.